24 Mayıs 2015 Pazar

Secession Akımı

Avrupa dillerinde ‘ayrılma’ anlamına gelen secession sözcüğünden uyarlanan “Secessionstil” veya “Wiener Secession” ını Avusturya’da, Viyana Yaratıcı Sanatçılar Birliği Künstlerhaus’dan yönetimi protesto için ayrılan genç üyeler kurmuştur. Sorun, teknik olarak yabancı sanatçıların Künstlerhaus sergilerinde yer almalarına izin verilmemesi gibi gözükse de, asıl neden geleneksel tutumla, Fransa, İngiltere ve Almanya’dan gelen yeni düşünceler arasındaki çatışmadan kaynaklanmıştır. Bu başkaldırıyı yöneten ve Secession’a ilk başkan olan sanatçı ressam Gustav Klimt’tir. Kurucu üyeler ise mimar J.J. Olbrich (1867–1908), Josef Hoffmann (1870–1956) ve Koloman Moser (1868–1918)’dir. Tıpkı Glasgow Okulu gibi, Secessionstil’i de Art Nouveau’nun Fransa ve Almanya’da gelişen çiçek motifli üslubuna karşı çıkmıştır. Batıdaki Art Nouveau hareketiyle olan tek bağlantısı İngiltere’dekinden de güçlü bir başkaldırı niteliği taşımasıdır. Secession binasının alınlığına yazılı olan, “Die Zeit Ihre Kunst, Die Kunst Ihre Freiheit” (çağın sanatı yapılmalı, sanatın özgürlüğü olmalıdır) sözü, Viyana’daki sanatsal devrimin parolası olmuştur. Bu hareketin diğer ülkelerdeki tutumlardan bir farkı da ciddiyetidir, çünkü Secession sanatçıları planlı olarak, tam amlamıyla devrimci bir yaşam biçimi geliştirmekte kararlıydılar. İnsanın gündelik yaşamında karşılaştığı her nesne, tam anlamıyla Secession’un ideal anlayışına göre tasarlanmalıydı.
Viyana Secession sergilerinin afişlerinden grubun, sembolist resim anlayışının illustratif alegorik stilinden, Fransız kökenli çiçek motifli stile, oradan da olgun Viyana Secession stiline ulaşan hızlı gelişimini saptamak mümkündür. Çiçekli Fransız stilini reddedince, Viyana Secession sanatçıları iki boyutlu biçimlerle çalışarak daha büyük bir sadeliğe yönelmişlerdir. Geliştirdikleri tasarım dili kareler dikdörtgenler ve dairelerin tekrarı veya bileşiminden meydana gelirken, kullandıkları geometri mekanik ve katı olmayıp organik bir nitelik göstermiştir. Bu gruptan Julius Klinger (1876–1950), Alfred Roller (1864–1935), Berthold Löffler (1874–1960) ve Koloman Moser grafik tasarıma katkılarda bulunan sanatçılardır. Yeniçağa geçerken yayın hayatına başlayan degiler arasında en güzel olanı şüpesiz ki, Viyana Secession’un hazırladığı “Ver Sacrum” (Kutsal İlkbahar) adlı zarif üsluplu dergidir. 1898’den 1903’e kadar süren yayın hayatı boyunca derginin yönetim kadrosu ve sanat sorumluluğu sanatçılardan oluşan bir rotasyon komitesiyle sürekli değişmiştir. Ver Sacrum Moser ve meslektaşları için bir dergiden çok, yeni grafik tasarımların denendiği bir tasarım laboratuarı olmuştur. 28x28,5 cm gibi değişik bir kare formata sahip olan dergide, metin, illüstrasyon ve bordürler canlı bir bütünlük içerisinde tasarlanırken, sayfa düzenlenmesindeki benzersiz beyaz alan kullanımı, dergiye ayrı bir nitelik kazandırmıştır. Renkli resimler, özgün gravür ve litografiler her sayıda ek olarak verilmiş, tasarım estetiği büyük önem taşıdığı için, reklâm verecek kuruluşların dergi ilanı tasarımlarını, çıkacak olan sayıdaki tasarımcı kadroyla çözmeleri istenerek, her sayıda görsel tasarım birliği sağlanmıştır. Ver Sacrum’un sayfalarını süsleyen üstün nitelikli çizgisel ve geometrik tasarımlar, Secession stili geliştikçe, önemli birer tasarım kaynağı olmuştur.
1903’te W. Morris’in uygulamalarını sürdürmeyi amaçlayan ve Secession stilinin bir uzantısı olan “Wiener Werkstatte” (Viyana Çalışma Atölyeleri) kurulmuştur. Önceleri bu atölyeler Moser ve Hoffmann’ın tasarımlarını üretmeyi planlamışken, zamanla gelişerek daha birçok kişiyi bünyesine toplamıştır. Amacı, kötü tasarımlarla hazırlanmış olan seri imalat ürünlerine ve yozlaşmış tarihselciliğe bir alternatif getirmektedir. İşleve önem vermek, malzemeye sadık kalmak ve dengeli bir oranlama, ilkeleriyle çalışan “Wiener Werkstatte”, 1932’de mali zorluklar yüzünden kapanana dek, üretime devam etmiştir.

Sezession terimi 19. yüzyıl sonunda sanat akademileri geleneği ile alman ve avusturyalı sanatçılar tarafından kullanıldı.
bu akımda bulunanlar genellikle doğalcı ve izlenimci resim yaptılar. daha sonra dışavurumculuk'a karşı tepkiler gerçekleşti. ve kendi sanatsal fikirlerini berlin, viyana ve munich gibi yerlerde oluşturdular.
bu gruptaki ressamların yapıtlarının ayırt edici özelliği rengin incelikle çoğu kez güçlü kullanımıyla iki boyutlu süslemeci bir uslupla birleşmeleriydi.yapıtlar mutlak bir duygusal hal ve tavırların anlamlaştırılmasını içerek izleyiciyi, sofistike bir okumaya davet eder.
gustav klimt ,egon schiele bu dönemin en ünlü ressamlarıdır. ve gustav klimt'e ait olan dünyanın en pahalı tablosuda bu dönemden çıkmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder